İnsan, nasıl bir hayat yaşarsa yaşasın mutlaka kendini ödüllendirmeli diyerek başlamak isterdim yazıya ama bu bir kişisel gelişim yazısı olmayacak. Uzun süreli takipçilerim hatırlar, bundan 2-3 sene önce bioenerji teknikleri ile uyumlamalı sistemleri karşılaştırdığım bir yazıda, bu tür çalışmalardaki sertifika olayına değinmiş ve bu durumun verilen eğitimin içeriğinden daha önemli hale gelmeye başladığını belirtmiştim. Yine yakın zamanda, içeriğe ve niteliğe çok bakılmaksızın açılan eğitim ve seminerlerle bilginin tüketim nesnesine dönüşümünden bahsetmiştim. Bu yazımızın da asıl konusu, gerçekten parasıyla kendimizi ödüllendirmek olacak. Nasıl mı?
“Yılın sandalyeden en hızlı kalkan yaşam koçu ödülü”, “Yılın evin salonundan en iyi çıkış yapan yazar ödülü”, “Yılın bir yerde bir şey yaparken başka bir şey yapıyormuşçasına bir şey yapmayı çaktırmayan ödülü” gibi bu aralar takip ettiğiniz bazı kişi ve kurumların ödül aldığına denk geliyor musunuz? Böyle boğaz kenarında bir organizasyon, spot ışıkları sağlı sollu etrafı tarıyor, erkekler jilet gibi takımları çekmiş, kadınlar pırıl pırıl giyinmiş, sponsor logolarının olduğu pano önünde flaşlar patlıyor. Organizasyon başladığında değişik kategorilerde insanların isimleri okunuyor ve bu kişiler mutlulukla sahneye geliyor, yakışıklı / güzel sunucuların elinden ödüllerini alıyor. Alkışlar, flaşlar, gözlerden akan iki damla gözyaşı... Çıkışta da ödülle yine pano önünde fotoğraflar çekiliyor. Sonra da bu ödüle kendilerini layık gördüğümüz için biz takipçilere teşekkürler ediliyor. Peki bu ödülleri gerçekten kim veriyor? Bu tür farklı kategorilerde nasıl bir jüri, hangi koşul ve şartlarda ödül verilecek kişinin liyakatini belirleyebiliyor, bunu hiç düşündünüz mü?
2021 yılında da bize bir organizasyon firması ulaştı, bir ödül töreni düzenlenecekmiş ve katılmak isteyip istemediğimizi sordular. (İtiraf edeyim, Cannes Film Festivali’nde kırmızı halıda yürümeyi çok istemişimdir. Neler mümkün?) “Olay tam olarak nedir?” diye sorduğumda bana birkaç dosya, slayt ve görsel gönderdiler. Ben ilk defa böyle bir şey gördüğüm için önce anlam veremedim. Dosyaları inceleyince ne olduğunu anladım: Bazı organizatör firmalar, katılımcı firmanın ya da kişinin vereceği katılım parası karşılığında basit ya da şaşalı bir şekilde, katılımcının kendi istediği bir dalda ödül verdiği bir etkinlik oluşturuyor. Bize gelen teklifte 3 ayrı seçenek vardı, en üst paket olunca ödülün de iyice ultra lüksünü filan veriyorlardı. Nazikçe bize ulaşan firmaya teşekkürlerimizi iletip, böyle bir şeyle ilgilenmediğimizi ilettim.
Özellikle şu son 2 ayda “Instagram” ve “Linkedin” platformlarında, bu tarz bir etkinlikle ödül almış pek çok dosta denk geldim ki, bu konu üzerine de bir yazı yazmak istedim. Bir gönderi düşüyor önüme, bakıyorum profiline kimdir, nedir, kocaman yazmış “Ödüllü Eğitmen”. Azıcık kurcalıyorum, böyle bir organizasyonda parayı bastırarak ödül almış bir dostumuz çıkıyor. KEŞM Günlükleri’nin negatif tesirler bölümünde ritüel kitaplarıyla meşhur ve başkalarının içeriklerini kendi adıyla yıllarca kendi “blog”unda yayınlayan dostun bir gönderisi düştü önüme sonra, girişteki ödül örneklerime benzeyen bir kitap ödülü almış. Linkedin’e giriyorum arada, maşallah özellikle yaşam koçlarımız çeşitli organizasyonlarda sürekli en iyi çıkışı yapıp durmuşlar. Biraz eğlenceli biraz da komik geliyor bize bu durum.
Tabi, şimdi özellikle böyle kişinin kendisini pazarlaması gereken iş alanlarında PR önemli bir yol. Medyanın çeşitli kanatlarında gözükmek, kişinin göz önünde olmasına yardımcı oluyor. Zaten çoğunuz biliyordur, TV programlarına çıkan, en aşırı ünlüsünden kimse tarafından tanınmayan herkes, elini illa cebine atıyor. Nihayetinde kişi yaptığı işi ifade edip kendisini göstermeli ki, kendi ulaşabileceği kitleye ulaşabilsin.
Kişi, kendi yetilerini ve yapacaklarını gösterebileceği, yüceltebileceği, kendisini ifade edebileceği pek çok imkana sahipken; neden alavereye başvurup kendi kitlesini manipüle etsin ki?
Enerji bumerang gibidir, yaptıklarımız hem bu boyut ve alanda hem de tüm zamanlarda yapana döner. Niyetim bu yola başvuranları yargılamak değil, bu tür kişilerle karşılaştığınızda bu durumlardan haberdar olmanıza katkı sunmak.
“Enerji Terapilerinde Bioenerji Teknikleri ve Uyumlamalı Sistemler” yazımızda daha önceden sertifika olaylarına değinmiştik, yıllar sonra tekrardan bu olaya da bir değinmek istiyorum.
Bilginin tüketim nesnesine döndüğüne yönelik geçtiğimiz günlerde yazdığım yazıda; çeşitli konularda eğitim veren kişilerin verdikleri eğitimin / bilginin içeriğinden çok, dış paketi üzerinden müşteriyi cezbetme yoluna gittiğine değinmiştim. Özellikle şu sertifika konusu, bir müşteriyi cezbetme konusunda fazlasıyla dikkat çeken ve yukarıdaki gibi müşteriyi manipüle edici bir husus. Yani eğitim duyurusu yapılırken işte “Bizim eğitimimiz uluslararası onaylı hem de Almanlar kıskanıyor”, “Bizim reikinin, bioenerjinin ISO kalite belgeleri filan var, az yakıyor”, işte “Bizimkini e-devletten kontrol edebiliyorsunuz ama sonra e-devlet şifrenizi değiştirip değiştirmeyeceğiniz filan soruyor”, “Bak bizimkini antik yunandaki üniversitelerde Aristo onaylıyor, o derece” gibi çeşitli göz boyayıcı şekillerde paylaşmak ne kadar etik? Kişisel gelişim ve keşfediş yolunda, kişinin yolunun ve ruhunun sertifikaya mı yoksa işlevli uygulamalara mı ihtiyacı var?
Devletler tarafından mesleki olarak tanınmayan bir eğitime yönelik bir sertifikanın, tatlı ve güzel bir hatıra olması dışında kimseye bir katkısı yok. Zaten mesleki olarak geçerli olan eğitimler MEB’in denetiminde açılır ve öğrenciler eğitim sonu sınava tabi tutulur. Ya da mesleki yeterliliğe paralel akredite bir eğitim alınmışsa kişi yine bu mesleği icra edebilir. Yani alacağınız eğitim uluslararası geçerliymiş, üniversite onaylıymış, yok e-devlette gözüküyormuş bunlar mesleki yeterlilik sağlayan bir unsur değil ise, aldığınız sertifikayla ne yapacaksınız?
Mesela bir kişiden veya kurumdan “Uluslararası onaylı sertifika” aldığınızda, aldığınız eğitimin yurtdışında geçeceğini mi sanıyorsunuz? Manipülasyonun âlâsı. 2 – 3 tane sertifika otomasyonu yazılımı yazmış firma var piyasada, alınan hizmete göre kimisi öğrencisine fotoğraflı sertifika kimisi de bayağı kimlik kartı gibi bir kart çıkartabiliyor. Olan şey şu; böyle bir eğitim aldınız, bir başkası sizin sertifikanızda yazan numarayı hizmet veren firmanın sitesinde aratıp, “Aaa evet Ahmet eğitimini gerçekten Mehmet’ten almış” diyebiliyor. Bu kadar. Yani, aldığınız eğitimin kendisi, dünya çapında federasyonu olan, kendilerinin belirlediği geçerli etik kuralları ve yükümlülükleri olan bir eğitim değilse, ortada herhangi bir uluslararası geçerlilik olmadığını bilin. Yarın bir gün sadece öğrencileriniz, sertifikanızdaki numarayı bir yerlerde aratacak diye bu tür pazarlama numaraları içine düşmeyin.
Özellikle bizden ilk defa uyumlama alan öğrencilerimize bu husustan açık açık bahsetmekteyiz, bahsetmeye de devam edeceğiz. Nitelikli, ne yaptığını bilerek uyumlandığı enerjileri kullanan insanların fazlalaşmasını, onlara cicili bicili sertifikalar vererek değil, işin hakkını vererek sağlayabiliriz. Elbette her uyumlama için katılım belgesi vermeye de devam edeceğiz, çünkü “Evrensel Enerji” markası altında, prensiplerimiz ve misyonumuzun motivasyonuyla insanların bizden eğitim aldıklarını herkesin görmesini arzu ederiz.
Kısacası, kendinizi her zaman ödüllendirin; ama kendinize değer verdiğiniz için, kendinizi sevdiğiniz için, kendinize saygı duyduğunuz için… Siz işinizi zaten iyi yapıyorsanız, sizin rehberliğinizden ışık alabilecekler zaten sizi bulacaktır.
Sevgi ve ışıkla.
Taner Tözün
03 - 05.06.2022