İçinde bulunduğumuz enkarnasyonun yol haritasına katkı sunan en önemli dinamiklerinden biri “Atalar” konusudur. Bir anne ve babadan dünyaya gelmeyi seçtiğimizde, o kişilerin atalarına ait genetik ve enerjik çeşitli etkilerinden etkilenmeyi de kabul etmişizdir. Aile karması içerisinde sıkışmış birtakım enerjiler, olay ve durumların titreşimleri, duygusal travmalar vs. bize dolaylı ya da direkt etki ederek kendi yaşam planımızla alakalı olayları deneyimlememize katkı sunar. Tabi ki bu katkı kimisi için zorlayıcı kimisi için daha farklı tecrübelerin anahtarı olabilmektedir. Atalar konusunda çeşitli uygulama pratikleri ile bu etkileri yararımıza dönüştürebilmek mümkündür. Özellikle regresyon ve aile dizilimi atalar konusunda işlevli birer dönüştürücü araçtır. Yine de salt farkındalık ya da o sıkışmış duyguyu açığa çıkarmak bu tür etkileri tamamen dönüştürmeye yetebiliyor mu? Yazı dizimizin bu bölümünde atalar konusunda gözden kaçanlara değineceğim.
Öncelikle regresyon ve aile dizilimi, kişiye nasıl katkı sunuyor, bu çalışma disiplinlerinin işleyişinden bahsetmek istiyorum.
Regresyon çalışmasında danışanın başvurduğu duygu / durum üzerinden açılan seansta, kişi rahatlatılır, gevşetilir ve ilgili duygu / durum üzerine kişinin gördüğü – hissettiği, algılayabildiği ne varsa paylaşması yönünde danışan nazikçe yönlendirilir, danışanın yavaş yavaş daha derine inmesi sağlanır. Mümkün olabildiğince çalışma gerekçesi duygu / durumla alakalı kök olay / anı / karmaya inilebilmesi üzerine seans süreci devam eder. İnilen kök olayda, kişinin yaşadığı durumun kaynağı kişinin kendi deneyimi olabilir, geçmiş yaşam deneyimi ve karması olabilir, kolektiften gelen bir etki olabilir veya atalarıyla alakalı bir deneyim olabilir. Regresyon çalışmalarının nitelikli bir çalışma olması için danışan zorlanmamalı ve onun rahatça enerjiyi bırakabilecek hale gelmesine yönlendirme ve telkinlerle desteklenmelidir. Özellikle ülkemizde ayetleri çeşitli tılsımlara alet ederek danışmanlık veren bir kişinin telefonda şipşak yaptığı “Gözünü kapat, bir kapı var, oradan geç, kime sorsan gösterir” şeklinde regresyon adı altında yaptığı çalışmalar, herhangi bir dönüşüm niteliği taşımayan bir çalışma şeklidir.
Regresyondaki süreci etkileyen en önemli faktör, diğer tüm çalışmalarda olduğu gibi danışandır ama bu çalışma disiplinin de biraz daha fazla katkı sunduğunu söyleyebiliriz. Bazen bir danışanın böyle bir çalışmaya adapte olabilmesi, çalışma konusuyla alakalı derinlere geçebilmesi birkaç seansı bulabilir. Bu, bireysel dinamiklerin farklılığından ve kişinin sahip olduğu bu kayıtların ağırlığından kaynaklanabilir.
Her şey yolunda ve güzel ilerliyor farz edelim. Kişi, kaynak olayla alakalı atalarıyla ilgili bir olaya ve duyguya girdi. Olayı görüyor ya da hissediyor, kızgınlık, üzüntü, duygu seli vs. çıkması gereken ne varsa çıkıyor, gidiyor; peki olay tamamen çözülüyor mu? Sadece o sıkışmış duyguyu çıkarmak yeterli gelebiliyor mu? Danışanın yaşadığı dengesizliğin kökten şifalanabildiğini söylemek ne kadar gerçekçi ve doğru olur?
Bu sorulara cevap vermeden önce “Aile Dizilimi” çalışmalarından da bahsetmek istiyorum. Çünkü benzer soruları tekrar sormam gerekecek.
Aile Dizilimi, gerçekten şaşırtıcı ve bakıldığında insanı heyecanlandırıcı bir teknik. Yine tabi ki ortada bir sorun var ve danışan bunu durumun aile içindeki bağlantılarını ortaya çıkararak dönüştürmeyi özellikle tercih ettiği için bu tekniği kullanmayı istiyor. Aile dizilimi tiyatraldır. Danışan sahneye çıkar ve o çalışmadaki başka katılımcılar, danışanın annesi – babası – kardeşi – vs. belki hiç tanımadığı büyük büyük amcası, dedesi, teyzesi oluverirler. Danışanın bulunduğu konuma göre sahnedekiler danışana göre belli yerlerde durur. İşin gerçekten en etkileyici kısmı, sahnedekiler alana öyle bir bağlanırlar ki, o dengesizlik onlar aracılığıyla dile gelir ve bu danışan için hem büyük bir farkındalık oluşur hem de sahnedeki bu dostlar vesilesiyle birkaç kuşak öncesine ait bir olay şifalanır. Tabi ki burada da gözden kaçan bazı hususlar söz konusu olabiliyor.
Bu tür çalışmalarda belli olaya ait sıkışan duyguların açığa çıkması, o olaya ait her şeyi dönüştüremeyebilir, şifa sadece duygu boşalması ile sınırlı kalabilir. Neden mi?
KEŞM ile yaptığımız çalışmalarda işin içerisine ataların enerjisi girdiğinde genel olarak karma dinamikleri söz sahibi olmaya başlıyor. KEŞM Günlükleri yazı dizisinin diğer yazılarında da bu konulara değindim, bir karma içerisinde sadece sıkışmış ve bloke olmuş duygular bulunmuyor. Bir karma içerisinde bu hayattaki potansiyelimize etki edebilecek direkt ya da dolaylı negatif tesirler söz konusu olabiliyor. Özellikle atalar işin içinde olunca lanetler, soy lanetleri, beddualar gibi tesirler de söz konusu olabiliyor. Günümüzde bile aile içi çatışmaları Harry Potter filmine çeviren Anadolu aileleri yaşıyor. O yüzden geçmiş kuşaklardaki gerçeklik anlayışını ele aldığımızda, şu an karşılaştığımız büyü durumlarının daha fazla olduğunu hesaba katabiliriz. Böyle yönlendirmeli eylemler haliyle aura ve 3. göz bilinç alanlarına da negatif etkilerin doluşmasına, farklı yaşam anlaşma / sözleşme / kontratlarının oluşmasına da sebebiyet verebiliyor.
Negatif tesirler haricinde yaşanılan olayın büyüklüğü çerçevesinde ruh parçalanması gibi, yaşanan travmaya bağlı enerji kayıpları oluşabilmekte. Bunla ilgili bir çalışmayı nitelikli ve başarılı bir regresyon ya da aile dizilimiyle yapabilmek pek mümkün değil.
Bizim burada nasıl ailemiz oluyorsa, ruhların da kendi ruh aileleri olabilmekte. Bazı ruhlar tekâmül yolculuğunu daha küçük bir alan çerçevesinde kendi ruh ailesine bağlı üyelerle belli rol ve kimliklerde tekrar tekrar bedenlenerek dünyaya gelmeyi seçebiliyor. Hal böyle olduğunda, bazen kendi atalarımızla ilgili çıkan bir durum aslında bizim birkaç kuşak önceki kendi enkarnasyonumuzla direkt olarak bizle alakalı ortaya çıkabiliyor. Regresyon ve Aile Dizilimi bunu anlayabilmemiz için çok yeterli değil. Regresyonda özellikle normal bir anıya girdiğinde bile danışan kolektif bir bağ kurup kurmadığı yönünde bile seçici olup yönlendirmeyi dikkatli şekilde yapmak gerekiyor.
KEŞM ile karmik bir olaya çalışırken sistem yeri geldiğinde bizi karmik hastalıkları buldurup temizlemeye, bunların zamanı geldiğinde ya da bir şey olduğunda tekrar açığa çıkması için etki eden döngü ve tetikleri buldurup onlarla ilgili temizleme yaptırmaya hatta varsa karma içerisinde ek anlaşma / sözleşme / kontrat ve yeminleri bulmaya ve temizlemeye yönlendiriyor. İlgili karmanın sıkışan duyguları, yapılan temizlemelerde sadece bir unsur. Bunların hepsinin farklı enerjisel karşılıkları var. Bir önceki yazılarda kefaret olgusundan da bahsetmiştim. Bu tür karma temizliklerinde, karmadan kaynaklı ilgili negatif tesirlerde, anlaşma / sözleşme / kontrat ve yemin temizlemelerinde sağlıklı ve kesin neticeler için bütün bunları ve yine bahsetmediğim bazı teknik konuları ele alarak çalışma yapmak gerekiyor.
Elbette sıkışmış duyguların açığa çıkması, o an için kişide ihtiyacı olan şifa ve denge için katkı sunabilir. Yine de bu alanda çalışma almayı düşünen kişilerin derin bir şifalanma ve dönüşüm için kendisine has bir yolculuğu olacağının bilincinde olması önemlidir.
Hepimizin birbirinden özel ve güzel ruhsal potansiyelleri var. Hepimiz bu dünya okulunda hem bireysel hem de toplumsal tekâmül gerçekleştiriyoruz. Dilerim KEŞM Günlükleri yazı dizim bu yolculukta size bazı farkındalıklar sunabilmiştir. KEŞM ile yaptığımız çalışmalar üzerine hem benim hem Ezgi’nin daha ileride paylaşacağımız konular olacak, şimdilik dizimiz sezon finali yapıyor diyelim :)
Sevgiyle kalın.
27.05.2022
Taner Tözün