Hayatın gizemli bir yolculuk olduğunu hissettiniz mi? İçinizde, sizi yönlendiren, doğru yolu gösteren bir ses duyduğunuz oldu mu? Bu ses, siz ne kadar ışığa yönelebilmişseniz yüksek benliğinizin sesidir; 3. göz, sezgiselliğin kapısıdır, içsel bilgeliğin kaynağıdır. Reiki, evrensel yaşam enerjisini kanalize ederek kullanan; beden, zihin ve ruh arasındaki dengeyi sağlayan bir şifa tekniğidir. Reiki enerjileri ile disiplinli ve düzenli çalışmak 3. gözünüzü aktifleştirebilir, sezgisel yeteneklerinizi açığa çıkarabilir ve sizi içsel bilgeliğinize bağlayabilir. Bu yazımızda, 3. gözünüzü aktifleştirmek ve sezgisel güçlerinizi ortaya çıkarmak için reiki sistemlerinden nasıl faydalanacağınızdan bahsedeceğiz.
Bu yazımızda “3. Göz” kavramını iki farklı açıdan ele alacağız.
Öncelikli olarak bahsedeceğimiz “3. Göz”, bizim 7 temel çakramızdan biri olan bölgedir. Çakra, Sanskrit kökenli bir kelimedir, tekerlek anlamına gelir. Çakraların bir tekerleğe benzetilme sebebi de çakraların sürekli olarak hareket halinde, dönmesiyle ilgilidir. Çakralar, fiziksel ve enerji bedenlerimize akan enerjiyi yöneten ve ayarlayan enerjisel merkezlerdir.
3. Göz çakramız, konum itibari ile iki kaşımızın ortasında yer almaktadır. Bağlı olduğu salgı bezi epifizdir. Vücudumuzun görme ve işitme bölümüyle bağlantılıdır. Bize sunduğu temel katkı yaşam gerçekliğimizin dengede olmasıdır; biz neden bu hayattayız, karşımızdaki insan / yaşadığımız olan neden hayatımızın içinde, temel olarak yaşam planımızla sağlıklı sezgisel bağlantı kurmamızı sağlar. Bu çakra dengesizliğinde kişilerin mental yapısı kuruntulu, aşırı kurgulayıcı ve huzur kaçırıcı çalışabildiğinden kişiyi mental anksiyete meyilli kılabilir. Kişi, bu hayattaki yeri ve varlığı ile ilgili bağlantısızlık hissedebilir; yaşadığı olaylara bakış açısı tek taraflı, kendi kafasında oluşturduğu şekilde olabilir. Her bir çakramızın dengede olması ne kadar önemliyse, 3. Göz çakramızın da dengeli çalışabiliyor olması, tekâmül yolculuğumuzdaki ilerleyişimizde önemli bir yere sahiptir. (Sitemizin BLOG ve BİLGİ BANKASI menülerinde çakralar üzerine detaylı içeriklerimiz yer almaktadır.)
İkinci olarak ele alacağımız 3. göz kavramı, yazımızın girişinde de belirttiğimiz gibi sezgiselliğimizin kapısıdır.
Aktif bir üçüncü göz:
- Sezgisel bilginin daha güçlü bir şekilde algılanmasını sağlayabilir.
- Rüyaları daha net bir şekilde hatırlamamıza yardımcı olur; hatta ileri düzeyde rüyalarımızı kontrol etme yeteneğimizi güçlendirerek “Lüsid Rüya” geçişi yapabilmemize olanak sağlayabilir. Böylelikle astral alanda bilinçli hareket edebiliriz.
- Enerjileri daha güçlü bir şekilde hissetmemize yardımcı olabilir.
- Meditatif çalışmalarımızı derinleştirerek, perdenin arkasına geçmemize yardımcı olabilir.
- Kendi yaşam planımızla ilgili derin bilgilere ulaşmamıza, kişisel karmik kayıt kütüphanelerimize erişmemize olanak sağlayabilir.
Bu noktada kullandığım dilin neden “olasılık” odaklı olduğunu da sizlerle paylaşmak isterim.
Aktif bir üçüncü göz ile sezgiselliğimiz yükselir ama bu herkes için farklı kişisel deneyimler oluşturabilmektedir. Örneğin X, Y ve Z olarak üç kişi ele alalım. X ve Y yüksek sezgisel beceriye sahip ama Z’nin daha kısıtlı bir potansiyelde. X, sezgisel becerisini daha çok “Durugörü” niteliğinde kolayca kullanabilirken, Y bu becerisini “Durubiliş” şeklinde değerlendirebiliyor. Yani X bir meditasyon esnasında bilgiyi görerek edinirken, Y nasıl olduğunu anlamadan bilgiyi sanki bir yerden okuyormuş gibi alabiliyor. (Z kişisinden de bahsedeceğim birazdan.)
X ve Y kişileri sezgisel becerilerini birbirinden farklı kullanma sebebi sizce ne olabilir? Ve bu iki kişi de “Allah Vergisi” şeklinde tabir edebileceğimiz şekilde bu yeteneklerini kullanabiliyor olsun, Z kişisi neden bu alanda gelişmek için çaba sarf etmek zorunda?
Yaşam planlarımız, ruhumuzun bir enkarnasyonda hangi konulara yönelik dersler almak istiyorsa, ona göre şekillenir. Ruh bir yandan yeni dersleri öğrenmeye çalışırken bir yandan da karmik borçlarını da dönüştürmeye çalışır. Haliyle bir yaşam planı içerisinde yüksek potansiyel olasılıklar söz konusu olur ve bu da her bir kişiyi birbirinden benzersiz bir yapıya büründürür.
Sezgisel becerilerimizin doğuştan yüksek olmasını “İçinde bulunduğumuz yaşam planımıza direkt katkı” şeklinde değerlendirebiliriz. Bir yandan da sahip olduğumuz ruhsal liyakat çerçevesinde yolculuğumuza ekstra katkı sağlamak maksatlı bir hediyeye de sahip olabiliriz.
Tüm bunlar, geniş bir yelpazeye sahip sezgisel becerilerimizin farklı yönlerini daha güçlü verimli kullanabilmemizi açıklamaktadır. Bireysel çalışmalarımızı bu bilinçle şekillendirmek, sezgisel yeteneğimizin farkında olduğumuz taraflarını daha da parlatabilmemize olanak sağlayacak.
Şimdi gelelim Z kişisine. X ve Y çatır çatır sezgiselliğini kullanırken, Z’nin ne günahı var da uğraşıyor?
Her bir ruh, tekâmül yolculuğunda kendisine en verimli katkı sağlayabileceği bir yaşam planı oluşturmaya gayret eder. Bu yolculuğun benzersiz olduğunu belirtmiştim. Yüksek sezgisellik elbette dünya okulunda ışık bilinciyle hareket eden herkes için bir katkı sunabilir ama bazı ruhlar çok daha farklı yaşam deneyimlerini tezahür ettirmeye gelmiş olabilir ve bu yolda sezgisellik çok önemli değildir. Bu, kişinin olası potansiyelinin düşük seviyede olmasının bir parçasıdır. “Ruhsal Liyakat” yine bu noktada düşük sezgisellik konusunda pay sahibi olabilmektedir. Karmik borçlarımız yaşam planımızı nasıl şekillendiriyorsa, bir o kadar da farklı konularda bize sınırlamalar getirebiliyor. (Bu ilişkilerimiz, bolluk ve bereketimiz, talihimiz, psişik yeteneklerimiz vb. yaşama dair tüm dinamiklerimizi kapsayabilir.) Karmik cezalarımız, bu yaşam planımızda sezgiselliği düşük seviyede kullanmamıza sebeplerinden biri olabilir. (Karma konusu çok geniş bir içeriğe sahip olduğu için bu yazımızda tekrar değinmeyeceğim ama daha detaylı bilgi için sitemizden KEŞM Günlükleri yazı dizimize göz atabilirsiniz.)
Z kişisi, X ve Y’ye oranla daha düşük bir sezgisellikle şu anki yaşam planını gerçekleştiriyor olsa da var olan potansiyelini daha yüksek bir seviyeye çıkarabilmesi mümkündür. Elbette bireysel dinamikler, yapacağı çalışmalardan alacağı katkıyı şekillendirecektir ama yine de referans olarak aldığımız başlangıç noktasından çok daha üst seviye bir potansiyeline erişebilmesi her zaman için mümkündür.
Bu konuda kendimden örnek vermek istiyorum. Beni tanıyan öğrencilerim, danışanlarım ve takipçilerim bilir ki, ciddi anlamda reiki enerjileri ile çalışmayı seven bir uygulayıcıyım ve Evrensel Enerji yolculuğumun en başında, sadece reiki ile çalışmaktan keyif aldığım ve başkalarıyla çalışma yapınca farklı bir haz hissettiğim için bu alana her geçen gün daha da kaydım. Yeni enerjileri keşfettikçe, yapabileceklerimin sınırlarını öğrenmeye gayret ettim ve bir enerji sisteminin kâğıt üstündeki veriler haricinde daha farklı nasıl çalışmalar yapabileceğime her daim baktım, olabildiğince deneysel yaklaşımlarla veriler toplamaya çalıştım. Böyle bir yolda sezgisellik benim de başvurmaya çalıştığım potansiyelim oldu.
İlk yıllarımda sezgisellik konusunda bir kütükten farksız olduğumu söyleyebilirim. Meditasyonlarda derinleşmek benim için hem zordu hem de sıkıcıydı. Enerjiyi hissediyordum ama tabi bir yanım bir şeyleri daha derinden algılamak, o perdenin arkasında neler olup bitiyor görmek istiyordum. Zaman içerisinde çalıştığım enerjiler fazlalaştı, konu odaklı reiki sistemleriyle de disiplinli bir çalışma sürecine girdim. Özellikle Lavinia’nın 999 frekansı sistemleri benim daha üst düzey seviyeye çıkmam konusunda bana öncülük etti.
Yine de eksik hissettiğim için bir üst seviyeye nasıl sıçrama yapabilirim konusunda hem çalışmaya hem araştırmaya devam ettim. Bu süreçte, sezgisellik yelpazesinin kişilerce değişkenlik gösterdiğini daha iyi anladığımı söyleyebilirim. Eşim Ezgi görü olarak çok aktif iken bana daha sembolik akış geliyordu. Yukarıda bahsettiğim bir kısıtlanmışlık hissine sahip olduğumu söyleyebilirim. Sonraki süreçte KEŞM ile karmik kayıtlarımıza çalışırken birkaç karmik cezaya sahip olduğumu buldum. Karmik cezaların ne kadar var olan potansiyelimi baskıladığını birebir yaşadığım için, özgün bir yazı kaleme alabilmekteyim.
Şu an sahip olduğum sezgisellik seviyem hâlâ geliştirilebilir ama çalışmalarımda fazlasıyla tatmin edici seviyede. Şu an konu odaklı reiki sistemleri ile çok daha verimli şekilde sezgisellik konusunda sonuç alabiliyorum.
Şimdi gelelim çalışma ve pratiklere.
Öncelikle 3. gözü bir çakra olarak ele almamız, sezgiselliğimizi güçlendirme odaklı çalışma yolculuğumuzda önemli bir başlangıç adımı olacaktır. Çakralarımızın bütüncül olarak dengede olması, ışığımızın daha yüksek, enerjimizin daha saf olması demek. Böylelikle aktif bir sezgisellikle daha ışığa ait, daha içsel potansiyelimize erişebilir bir noktada olabiliriz. Bu süreci bir 7 katlı bir bina inşası gibi düşünün. Hem temel hem de tüm katlar sağlam olmalı ki enerjiyi yukarı aşağı sağlıklı dolaştırabilelim. Unutmayın, burada 3. gözü aktifleştirmek ana amacımız olmayacak, yolumuza katkı sunması için bir araç olacak.
Çakralarımızın dengeli çalışmasına yardımcı olması için standart reiki çalışmaları gerçekleştirmeniz yeterli olacaktır. Bu konuda Usui Reiki, Kundalini Reiki, Şambala ÇBŞ, Çakra Şifası Uyumlamaları gibi standart sistemlerden faydalanabilirsiniz veya daha güçlü 999 frekansı şifa sistemleri olan Yeni Avalon Lo’nah, Mar’kai, Luranis, Atlantis Kristal Şifa Işınları, Kozmik Sihirli Pleydes Perileri enerji sistemlerini kullanabilirsiniz. Uyumlamalı enerji sistemleri, çakralarınızla alakalı güvenli ve sağlıklı şekilde dengeleme çalışmaları yapabilmeniz için size yardımcı olur. Kullandığınız aracın niteliği alacağınız sonuçlara etki edecektir ama uyumlamalı sistemlerde en temel kural istikrarlı ve düzenli çalışmaktır. Bunu sağladığınız zaman saf bir denge durumunu tezahür ettirebilirsiniz.
Dengeleme odaklı enerjilerle çalışma amacımızın bütüncül olarak tüm çakralarımızın dengelenmesi olduğunu anımsatmak isterim. 3. Göz çakranıza biraz daha fazla eğilmenizin elbette bir zararı olmaz ama olaya bütüncül yaklaşmanız, özellikle konu odaklı çalışmalar yapacağınız zaman size katkı sunacaktır.
Peki konu odaklı sistemlerle sezgisellik anlamında nasıl çalışmalar yapabiliriz?
Şu an bulunduğunuz seviye ne olursa olsun, öncelikli tavsiyem hangi yönlerde potansiyeliniz daha iyi, bunu bilerek hareket edin. İş hayatında “Yetenek Yönetimi” kavramı çok kıymetlidir. Bir çalışan, başarılı olduğu alanda daha gelişmesi için yönlendirildiğinde, o yönde sunduğu katkıyı yükseltir. Elbette farklı noktalarda da gelişim sağlayabilmesi her zaman için mümkündür ama halihazırda bir yetisi bulunurken, ondan faydalanmak yerine başka noktalara odaklanarak ilerlemek, var olan potansiyelin de körelmesine sebebiyet verebilir. Bu sebeple bireysel farkındalığınızın ve sahip olduğunuz referans sınırlarınızı biliyor olmanız önemlidir.
Psişik yetenekleri şu şekilde sıralayabiliriz, tüm bu yetenekler için kendinize 10 üzerinden puan vererek bir başlangıç haritası oluşturun:
• Telepati
• Telekinezi
• Astral Seyahat
• Levitasyon
• Işık Dili
• Medyumluk
• Duru Görü
• Duru İşiti
• Duru Dokunuş
• Duru Biliş
• Duru Sezi
• Duru Koku
• Duru Tat
• Duru Ses
• Kanallık
• Şifa Yetenekleri
• Empati
• Psikometri
• Psişik Okuma
Bu tür konular üzerine yapabileceğiniz pratikleri biliyor olmanız, konu odaklı reiki sistemlerinden daha fazla verim alabilmenize olanak sağlar. Mesela, astral seyahat konusunda çıkış tekniklerinden haberdar olmanız, bunlarla ilgili pratik yapıyor olmanız, kendinize uygun teknik üzerine özellikle çalışıyor olmanız, enerjilerle bu yönünüze çalışırken bulunduğunuz noktadan daha üst noktaya sıçrayabilmenize olanak sağlar. Psişik yetenekler üzerine piyasada satılan kitaplar bu konuda size fikir verecektir.
Yine internet ortamında kullanışlı bilgiler olabilir ama işin içerisine kaynağı çok belli olmayan farklı teknik ve metotlar giriyorsa (Örneğin majik yöntemlerle duru görü çalışması, kanallık için zart ritüeli gibi) bu metotların ne kadar ışığa ait uygulamalar olduğunu inceleyin. Çünkü bilinçsizce yapılan uygulamalar enerji alanınızda dengesizliklerin oluşmasına ve negatif etkileri çekmenize sebebiyet verebilir. (Bu konuda KEŞM Günlükleri 1 ve 3 yazılarını inceleyebilirsiniz.)
Hatta yeri gelmişken bir konuya daha değinelim: “3. Göz açıldığında eciş bücüş varlıkları, inleri ve cinleri görürsek korkusu!”
Yazının bu noktasına kadar okuyarak geldiyseniz zaten aktif bir 3. göz ile aslında sezgisellik yelpazemizde güçlü olduğumuz tarafları daha verimli kullanabileceğinizi gördünüz. 3. Göz açılmasını, birdenbire farklı boyutlarda bir sürü şeyi görmeye başlamak olarak değerlendirmek kısıtlı bir bakış açısının yansımasıdır. Bizden sezgisellik güçlendirici enerjilere uyumlanmayı isteyen öğrencilerimizden de bu yönde sorular sıkça gelmekte. Tabi ki dünya okulumuzda sadece bizler tekâmül etmiyoruz, “Âlem İçinde Âlem” ifadesi 3B evreninde pek çok boyutun ve ruhsal varlığın bir arada tekâmül ettiğini göstermektedir. Sezgiselliğimiz güçlendikçe algılarımızın artacağı aşikâr ama bu korkulacak bir durum oluşturmamaktadır. Sırf bu sebeple 3. göz konusunu aşırı merak edip, kendini bilmezlerin söylentileri yüzünden korkuya çekilen ve belki de yaşam planlarında önemli katkılar alabilecekleri sezgisellik konusundan uzaklaşan binlerce insanımız var.
İçiniz rahat, yolunuz ışık olsun. Bu alanda gelişim göstermek istiyorsanız, farkındalıklı ve bilinçli hareket etmeli; sürece bütüncül yaklaşmalısınız.
Gelelim konu odaklı reiki sistemleri sezgiselliğimize nasıl katkı sunuyor?
Yine bilmeniz gereken ilk şey, enerji uyumlamaları birer araçtır. İşinizi görecek bir araca sahip olduğunuzda ondan nasıl fayda sağlarsınız? Onu, olması gibi gerektiği gibi kullandığınızda. Bilumum 3. göz ve sezgisellik odaklı enerji sistemlerinde de aynı durum geçerlidir. Bunu belirtmem gerekiyor çünkü reiki enerjilerinden ilk defa katkı almayı düşünen öğrenci adaylarında büyük beklentiler olabiliyor. Okudukları ve duydukları bilgiler ile öğrenci adayları, ilgili bir uyumlamayı alır almaz başka bir âleme geçecekmiş, birdenbire her şey bambaşka olacakmış gibi konunun özünden uzaklaştırıcı düşüncelerle hareket edebiliyor. Yine hatırlatmak istiyorum, sezgiselliğimizi güçlendirmek bir araç, amaç değil. Yaptığınız çalışmalarda bunu siz de kendinize hatırlattığınızda ilerlemenizi daha tarafsız gözlemleyebilirsiniz.
Şimdi reiki enerjilerinin bu yolda bize sağlayacağı katkıya geçelim.
Konu odaklı reiki sistemleri, kanallık edilen konu odağında direkt çalışan enerji sistemleridir. Bir enerji bolluk ve bereket ile ilgili şifalandırma ve güçlendirme maksatlı kanalize edildiyse, o sisteme uyumlu olan kişi bu enerjiyi çalıştırdıkça, enerji bu konu çerçevesinde kişinin alanında ilgili çalışmaları gerçekleştirir.
Sezgisellik ve 3. göz aktifleştirme odaklı enerji sistemlerinde de çalışma mantığı aynıdır. Kanallık edilen her sistem evrensel bir bilince ve yüksek ışık ekiplerine sahiptir. Bu enerjiler kullanıldıkça alanımızda yapılandırma çalışmaları gerçekleştirilir. Tıpkı spor salonuna yazılmışız gibi düşünebilirsiniz. Kemik ve kas kütlesi bizdedir ama bir çalışma programını takip eder ve uygularız. Biz düzenli ve istikrarlı çalıştıkça, zaten kaynağı bizde olan kas kütlemizi geliştirir ve gücümüzü artırırız. Tüm konu odaklı enerji sistemlerinde süreç bu şekildedir.
Sezgisellik güçlendirici bir enerjiden katkı sağlamaya karar verdiniz. “Kristal Küre Güçlendirmesi (KKG)” enerjisini örnekleyelim. Bu enerjiden olabilecek en yüksek verimi nasıl alabilirsiniz:
- İlk olarak yukarıda önerdiğim gibi sezgisel potansiyelinizi, iyi olduğunuz noktaları, geliştirmeyi istediğiniz psişik yönlerinizi ölçeklendirin ve başlangıç referansı oluşturun.
- Özellikle çalışmalarla güçlendirmek istediğiniz konulara yönelik bireysel pratiklerden haberdar olun, saha çalışmaları gerçekleştirin, daha farklı hangi pratikleri de uygulayabileceğinizi araştırın.
- KKG ile kendinize yapacağınız enerji seanslarında belirlediğiniz konu için çalışmalara başlayın.
Bir konu üzerinden örneklendirmek istiyorum. Mesela çalışma alanımız “Astral Seyahat”. Başlangıç noktasında bu psişik yeteneğimize 10 üzerinden 5 puan verdik. Astral seyahatin ne olduğunu biliyoruz, çıkış tekniklerinden birkaç uygulamadan haberdarız ve arada sırada özellikle bazı tekniklerle çalışıyoruz. 20 denemeden 1’i başarılı oluyor belki ama çalıştığımız ve yapabildiğimiz bir konu. KKG ile enerji seansı yaparken 2 şekilde çalışma yapabilirsiniz: Enerjinin “Astral Seyahat” yeteneğinizi güçlendirmesi ve yapılandırması için uygulamak ve/veya çıkış pratiği yaptığınız esnada KKG enerjisini açıp, çıkışınızı kolaylaştırmasını istemek. Biri yapılandırma biri pratiği sonuca ulaştırabilme yönünde kullanabileceğiniz bir çalışma şeklidir. KKG enerjisi haricindeki diğer sezgisel gelişim enerjilerinde de yine aynı uygulamayı yapabilirsiniz. Bu yönde siz çalıştıkça 20 denemeden 3’ü, 5’i sonuca ulaşmaya başlayacak ve zamanla astral seyahat yeteneğinizi daha üst seviyeye çıkarabileceksiniz.
Psişik olarak daha kısıtlı yeteneğe sahip olduğunuz noktalar için de yine yapılandırma ve güçlendirme çalışmaları gerçekleştirerek, puanlamanızdan daha üst noktalara çıkabilmeniz mümkündür. Buradaki alınan sonuçların göreceli ve bireysel ilerleyeceğini her zaman aklınızda tutun; çalıştığınız konunun yaşam planınız için bir araç olduğunu hatırlayın.
Ve tabi ki, tüm sürecin bir numaralı unsuru: İstikrarlı çalışmak!
Sezgisel ve 3. göz alanında özellikle katkı sağlayan şu sistemlere göz atabilirsiniz:
• Horus'un Gözü Aktivasyonu
• Arkturyan 3. Göz Aktivasyonu
• Yıldız Geçidi (Çakra) Bakımı
• Spirit Steed Reiki Güçlendirmesi
• Psişik Küre Güçlendirmesi
• Üçüncü Göz Çakra Bakımı Güçlendirmesi
• Kanallık Temizleme Güçlendirmesi
• Franz Bardon Psişik Maji
• Astral Seyahat için Şaman Bhoo
• Astral Seyahat Reiki Güçlendirmesi
• Kedinin Gece Görüşü Güçlendirmesi
• Üçüncü Göz Psişik Güçlendirmesi
• Psişik Hediyeler Coşkunluğu Güçlendirmesi
• Telepati Geni Uyanışı
• Yükselmiş Üstatlar Eterik Kutsal Piramit
• 999 Kozmik Işık Birliği
• 999 Melek Alemleri
• Corvus Corax
• Kristal Küre Güçlendirmesi
• Kozmik Sihirli Plaides Perileri Enerjisi 999
• Mavi Kristal
• Mystica Magica
• Yüksek Manyetik İksir 999
• Zihin Gücü Beyaz Maji Etki Sifonu Reiki
• Psişik Yeteneklerin Kilidini Açma Beyaz Maji Etki Sifonu Reiki
• Ruhsal Hediye Geliştirme – Mistik İksir
• Melek Özü - Kozmik Bilinç ve Pleiades Yıldızı
• Pleiades İpliği
İnternet sitemizin UYUMLAMA menüsü altından uyumlamasını gerçekleştirdiğimiz 200’e yakın enerji sistemini inceleyebilirsiniz. Bireysel uyumlama taleplerinizi, whatsapp üzerinden bize ulaşarak hızlı şekilde gerçekleştirebilirsiniz.
Yolunuzda attığınız her adım ışığınızın büyümesine vesile olsun.
Sevgilerimle.
Taner Tözün